Türkiye, 14 Mayıs seçimlerine kilitlenmiş durumda. Seçime sayılı günler kala, çözüm bekleyen konularımızın belirsizliği risklerimizi artırmaktadır.
Diğer yandan, IMF Nisan 2023 Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nda, "Zorlu Bir Toparlanma" başlığı ile küresel risklere yer verdi. Küresel ekonomide toparlanma zorlu olarak gösterilirken, birçok başlıkta sorun yaşayan ülkemiz ekonomisinin toparlanmasını ise seçim gündemi geciktirmektedir.
IMF, 2022’de %3,4 büyüyen küresel ekonominin, 2023’de 1990’dan bu yana en düşük büyüme hızını kaydederek %2,8, 2022’de %5,6 büyüyen Türkiye ekonomisinin de, 2023’de %2,7 büyümesini bekliyor.
Biliyoruz ki, %5’in altındaki büyüme; ne istihdama, ne refaha ne de hedeflerimizi gerçekleştirmeye yetecektir. Büyümenin itici gücü olan üretimin önündeki en büyük riskler arasında yer alan ve girdi maliyetlerini oluşturan; hammadde, enerji ve işgücü maliyetlerindeki artış ise önlenemiyor.
Bununla birlikte; mavi yakalı çalışan bulamama ve finans ayağında krediye ulaşamama, ulaşabildiğin kredinin de maliyetli olması, üretimin sürdürülebilirliğini ve verimliliğini riske atmaktadır. Oysa ki, refah seviyemizi artıracak olan katma değerli üretim hedefi için bu sorunları aşmamız, tercih değil, zaruridir.
Tüm bunlara ek olarak; geceden sabaha yapılan ve pratikte iş yapmayı güçleştiren düzenlemeler ve dolar/TL kurunun enflasyon karşısındaki yatay seyri özellikle ihracatçılarımızın rekabet gücünü zayıflatmaya devam etmektedir.
Dünya Ticaret Örgütü’nün 2023 için küresel mal ticaretine ilişkin büyüme beklentisi %1,7 gibi oldukça mütevazı kalırken, bizim adeta kendi ayağımıza çelme takan uygulamalar, ihracatla büyüme hedefini sekteye uğratmaktadır.
Sanayicilerimizin çok genel ama bir o kadar da acil çözüm bekleyen konuları bunlar iken, seçim sonrasında nereden başlanmalı sorusunun da cevabını oluşturmaktadır.
Ülkemiz tarihinin en acı felaketinin ardından, seçim gündeminden üretim gündemine odaklanarak nokta atışlarla hızlıca toparlanmak zorundayız. Hep birlikte; tarlada, OSB’lerde, üniversitelerde, teknoparklarda üreterek yolumuza koşar adım devam etmek, çözümleri açık ve net olan alanlara öncelik vermek mecburiyetindeyiz.
Bu süreçte, teveccühlerinizle 2015 yılından bu yana en yüksek, kesintisiz artan oranlarda da son 4 yılın en yüksek üye memnuniyet anket sonuçlarına ulaşmış olmanın sorumluluğu ile Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak, siz değerli üreticilerimizin konularına yerel ve merkezi yönetimlerde çözüm aramaya, üretimin ve ihracatımızın önündeki engelleri kaldırmak için çalışmaya devam edeceğimizden şüpheniz olmasın.
Tüm kutlamalar artık, hüzünlü ve buruk da olsa; Ramazan Bayramının hemen ardından üst üste denk gelen, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını gönülden kutluyor, ülkemiz için huzurlu, mutlu, refah dolu günler diliyorum.