Covid riskinin ortadan kalktığı, küresel enflasyonun, Rusya-Ukrayna savaşı ile enerji ve gıda arz güvenliğinin öne çıktığı, küresel daralmanın ve başta FED olmak üzere merkez bankalarının faiz politikasının konuşulduğu bir ilk yarıyı geride bıraktık.
Bugün ise yeniden salgın riskinin arttığı ve ekonomik olarak ülkemizin ciddi bir virajdan geçmekte olduğu bir süreçte, üyelerimize yapmış olduğumuz geleneksel Ekonomik Değerlendirme Anketi’mizin sonuçlarını paylaşacağım.
Öncelikle açıklanan genel ekonomik göstergelerden birkaçını hatırlatmak isterim. Son 24 yılın en yüksek ÜFE (%138) ve TÜFE (%78,6) Haziran verisi ile rekor kırılırken, sanayimiz için çok önemli bir gösterge olan İmalat Sanayi Yöneticileri Endeksi PMI, son 2 yılın en düşük seviyesinde %48 ile Haziran ayında da baraj altındaki seyrini sürdürdü. İlk 5 ayda ihracatımız %20 artarken, ithalat iki katı seviyesinde %40 artmaya, daha çok malı daha düşük fiyatla satmaya devam ettik. Dolar TL karşısında 6 ayda yaklaşık %30 değer kazanırken, tüm para birimleri karşısında güçlenmeye devam edeceği sinyalini de verdi.
Yılın ilk yarısını değerlendirdiğimiz, ikinci yarıya ilişkin beklentileri aldığımız Odamızın Ekonomik Değerlendirme Anketi’nde de;
İlk 6 ayda üyelerimizin %48’inin yani neredeyse yarısının iç pazarda siparişleri farklı oranlarda azalırken, sadece %20’sinde artış gerçekleşti. Dış pazarda ise üyelerimizin %28’i siparişlerinde azalma, %31’i artış gerçekleştiğini ifade etti. 2021 yılında güçlü bir toparlanma sağlayan sanayide, 2022 ilk yarısında iç piyasanın, dış piyasaya nazaran çok daha durgun kaldığı verilen yanıtlardan da gözlenmektedir.
Yılın ilk yarısında salgının etkisini azaltması ile üyelerimizin %29’u üretimlerinde artış, %24’ü azalış bildirirken, %47’si değişiklik olmadığını, %2’si de üretimlerini durdurduklarını bildirdi.
Firmaların, %42’si kayıplarını telafi edecek düzeyde yeni sipariş almazken, %30’u kısmi sipariş aldığını belirtti. Ankete katılanların %46’sı sağlanan kamu desteklerini yetersiz, %25’i çok yetersiz, %24’ü ise kısmen yeterli bulurken, %55’i 2022 ikinci yarısında ekonominin kötü olmaya devam edeceğini düşünüyor.
Üyelerimiz ekonomi politikalarında önceliğin; enflasyonla mücadele ve döviz kurlarında istikrarın sağlanmasına verilmesi gerektiği görüşünde. İkinci yarıya ilişkin beklentilerde de en büyük riskin bu 2 konu olduğu vurgulanmakta ve Hükümetten beklentilerini enflasyonun düşürülmesi, ekonomide istikrarın sağlanması ile maliyetlerin azaltılarak finansman temininde destek verilmesi olarak sıralamaktadır.
Diğer yandan, Japon bankacılık devi Nomura’nın son açıkladığı raporda; “Küresel ekonomik büyümenin senkronize bir yavaşlamaya girdiğine dair işaretler artıyor ve ülkelerin artık büyüme için ihracattaki toparlanmaya güvenemeyecekleri anlamına geliyor. Bu da bizi birden fazla durgunluk tahmini açıklamaya sevk etti” sözleri küresel ekonomideki daralma riskini teyit eder niteliktedir. Ne yazık ki, ihracata dayalı büyüyen ülkemiz de, sanayimiz de bu daralmadan nasibini alacaktır.
Kontrolsüz bir şekilde artan maliyetler, enerji tüketimlerine yapılan zamlar sanayicimizin manevra alanını kısıtlamakta, yatırımların önünde engel oluşturmaktadır. İçeride ve dışarıda artan belirsizlikler mevcut durumu daha da güçleştirmektedir.
Bayramlarımızı, tatillerimizi geride bıraktık. Bizleri zor bir kışın beklediğinin çok iyi farkındayız. Gerek ülkemiz özelinde açıklanan veriler ve gerekse küresel ekonomiye ilişkin paylaşılan öngörüler daralmanın, belirsizliğin kaçınılmaz olduğunu göstermektedir. Böylesi bir süreçte sanayicimizin potansiyelinin farkındalığı ile temkinli iyimserliğimizi sürdürürken, ekonomi politikalarımızın daha akılcıl ve çözüm odaklı olmasının zaruriyeti her geçen gün daha da artmaktadır. Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak, bizler konularınıza karar mercileri nezdinde çözüm ararken, sizlerden de önünüze çıkan engelleri ve önerilerinizi bizlerle paylaşmaya devam etmenizi diliyoruz.