EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Metin Akdaş, İzmir Fikri Mülkiyet Ekosistemi etkinliğinde yaptığı açılış konuşmasında, doğrudan yatırımları çekmenin en etkili yollarından birinin fikri ve sınaî mülkiyet haklarının güçlü biçimde korunması olduğunu belirterek, “Markayı korumadan yatırımcıyı çekemezsiniz.” dedi.
T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı himayeleri, Türk Patent ve Marka Kurumu öncülüğü, Dokuz Eylül Üniversitesi ev sahipliği, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), DEPARK/DETTO, Yaşar Üniversitesi organizasyonuyla; Ege Üniversitesi, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, İzmir Ekonomi Üniversitesi ve Bilişim Vadisi’nin paydaşlığında gerçekleştirilen “İzmir Fikri Mülkiyet Ekosisteminde Üniversite-Sanayi İş Birliği” etkinliğine, EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Metin Akdaş katıldı. Buluşmada açılış konuşması yapan Akdaş, fikri mülkiyetin sadece hukuki kavram olmadığının altını çizerken, “Küresel ekonominin ve gelişmişliğin önemli bileşenlerinden biri olan fikri mülkiyet sadece hukuki bir kavram değil, aynı zamanda ekonomik kalkınmanın, uluslararası rekabetin ve sürdürülebilir büyümenin temel taşlarından biridir. Nitekim, fikri mülkiyet ve patent, geçmişte olduğu gibi bugün de bir ülkenin ekonomik gücünü belirleyen en önemli göstergelerden biridir. Markaların, patentlerin ve yenilikçi fikirlerin korunması, ülkelerin küresel ekonomide daha fazla söz sahibi olmalarının önünü açıyor. Bu alan, sadece hukuki düzenlemelerle de sınırlı değildir; üniversiteler, özel sektör, kamu kurumları ve girişimciler başta olmak üzere birçok farklı aktörün bir arada etkileşimde bulunduğu çok boyutlu bir yapıya sahiptir. O nedenle de, bugünkü toplantımız çok kıymetlidir” diye konuştu.
Türkiye’nin fikri mülkiyet stratejileri geliştirme konusunda önemli mesafeler kat ederek, yatırımcılar için güçlü bir rehber olmayı hedeflediklerini söyleyen Akdaş, “Çünkü, biliyoruz ki, doğrudan yatırımları ülkeye çekmenin yollarından biri de fikri ve sınaî mülkiyet haklarını daha güçlü bir şekilde korumaktan geçmektedir. Markayı korumadan yatırım çekemezsiniz. Mülkiyet haklarının ekonomik büyümenin anahtarı olduğu anlayışıyla, yenilikçi yaklaşımlarla fark yaratmak zorundayız. 2024 itibarıyla tescil edilen patentlerin yüzde 53 artarak 3.390’a yükselmiş olması, bu alandaki gelişimi somut biçimde ortaya koymaktadır. Ancak, dünyadaki dönüşümü dikkate aldığımızda daha hızlı ivme kat etmemiz gerektiği de açıktır” ifadesini kullandı.
İzmir’in, Türkiye’nin yenilikçilik ekosisteminde özel bir konuma sahip olduğunu vurgulayan Akdaş, “104 adet Ar-Ge merkezi, 26 adet tasarım merkezi ve 6 Teknoloji Geliştirme Bölgesi ile İzmir, bu gelişimin bölgesel taşıyıcılarından biridir. 2024 yılı itibarı ile İzmir’de toplam patentin %5’i kadarı yani 170’i tescil edilmiştir. Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak bizler de, üniversite-sanayi işbirliği ve fikri mülkiyet alanında yürüttüğümüz çeşitli projelerle bu ekosistemin güçlenmesi için çaba göstermekteyiz” dedi.
KOBİ’lerin sürece daha fazla dahil olmasının, gelişimin tabana yayılması açısından büyük önem taşıdığını dile getiren Akdaş, “TUİK verilerine göre Türkiye’de 2015 yılında 911 olan KOBİ’lere ait patent başvuru sayısının 2023’te yüzde 65 artışla 1.503’e ulaşması; tescil edilen patent sayısının ise 365’ten 594’e yükselmesi, bu anlamda umut verici. 2023’te bu sayı her ne kadar 445’e gerilese de, genel eğilim halen olumlu yönde.” diye konuştu.
WIPO verilerine göre 2023 yılında patent başvurularında Çin’in açık ara lider olduğu bilgisini veren Akdaş, Türkiye’nin ise 10 bin 186 yerli patent başvurusu ile 146 ülke arasında 22’nci sırada yer aldığını söylerken, hedefin daha yüksek sıralar olması gerektiğini vurguladı. Akdaş, “Bugün geldiğimiz noktada, fikri mülkiyete yalnızca bugünün değil, geleceğin stratejik değeri olarak bakmak zorundayız. Büyük veri ve yapay zeka gibi alanlar, bu geleceğin en güçlü belirleyicilerindendir. Yapay zeka ile ilgili patentlerin yüzde 60’ının Çin’e ait olması, bu alanda Çin’in tartışmasız gücünü ve aklını ortaya koymaktadır. Türkiye olarak bizlerin de bu yenilikçi ve stratejik alanlara daha fazla odaklanmamız gerektiği açıktır. Geçmiş dönem Bakanlarımızdan Sayın Tüfenkçi’nin, ‘Fikri ve Sınaî Mülkiyet Hakları endeksinde bir puanlık artışı gerçekleştiren ülkelerin uluslararası yatırım çekme olasılığı yüzde 27 artmakta, bu da 1,5 milyar dolarlık ilave bir uluslararası yatırım girişini beraberinde getirmektedir.’ sözü; konunun önemini ayrıca ortaya koymaktadır.” dedi.