“Sürdürülebilir üretim için öncelikle ana girdilerimizin sürdürülebilir olması gerekiyor”

İzmir Ticaret Odası ve Hürriyet Gazetesi iş birliğinde düzenlenen Sürdürülebilirlik Zirvesi’nin ilk oturumunda konuşan Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, “Sürdürülebilir üretim için öncelikle ana girdilerimizin sürdürülebilir olması gerekiyor” dedi.

İzmir Ticaret Odası (İZTO) ve Hürriyet Gazetesi iş birliğinde düzenlenen “Sürdürülebilirlik Zirvesi” İZTO Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Yazarı Noyan Doğan’ın moderatörlüğünde ilk oturumda, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar,  İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ve Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, iş dünyasında sürdürülebilirlik ile ilgili görüşlerini kamuoyuna aktardı.

“Ana giderler sürdürülebilir olmalı”

Dünyada kaynakların tükeniyor oluşu gerçeği, iklim değişikliği ve teknolojik dönüşümün ‘sürdürülebilirlik’ konusunu zirveye taşıdığını ifade eden Başkan Yorgancılar, sürdürülebilir üretim için ana giderlerin de sürdürülebilir olması gerektiğini vurguladı. Başkan Yorgancılar, “Birleşmiş Milletlerin belirlediği 17 adet sürdürülebilir kalkınma hedefinin içinde yer alan sanayimizi, bugün yenilikçi yaklaşımlarla nasıl daha rekabetçi yapabiliriz derdinde iken, temelde asıl konu sürdürülebilirlik olarak karşımıza çıkıyor. Sürdürülebilir üretim için öncelikle ana girdilerimizin sürdürülebilir olması gerekiyor” diye konuştu.

“Enerji, hammadde ve işgücünde sürdürülebilirlik”

Sanayi için sürdürülebilir olması gereken ana giderlerin enerji, hammadde ve işgücü olduğunu dile getiren Yorgancılar, “İzmir, yenilenebilir enerji potansiyeli açısından oldukça avantajlı bir şehir. Her fabrikanın kendi enerjisini üretme imkânı verimlilik adına da büyük bir şans ancak bu fırsatın sanayide de daha etkin kullanılmasına ihtiyaç var. Yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırmamız gerekiyor. İkinci girdimiz hammaddenin sürdürülebilirliği. Hammadde tedariğinin tüm süreçlerinde artık çevresel ayak izi konusu öne çıkıyor. Jeopolitik risklerin tedarik zincirine etkisiyle, yerli üretimin öneminin çok daha iyi kavrandığı günümüzde; altyapımızın gücü ve ürün çeşitliliğimizi çok daha etkin kullanmamız gerekiyor. İşgücü ise, hem teknik hem de dijital dönüşüm sürecinde en önemli girdimiz. Ara elemana ulaşamama, sürdürülebilirlik noktasında ciddi risk teşkil ediyor. Milli eğitim politikamızı çok hızlı, günümüz şartlarına uygun ve dijital yetkinliklere odaklı şekilde dönüştürmemiz gerekiyor. Küresel üretim üssü hedefi olan ülkemizin, nitelikli işgücü ihtiyacını, bugün yeterince sağlayamıyoruz. Bilgi bazlı sanayi yolunda, ara elemana ulaşamamak, üretimin sürdürülebilirliğini riske atıyor. Her ortamda,  meslek liselerinin Almanya, Avusturya gibi başarılı örneklerden yola çıkarak özel şirketlere devrinin doğru olacağını savunuyoruz. Başlangıç noktamız, memleket meselesi olan meslek liseleri olmalı ve teşvikler artırılmalıdır.AB Yeşil Mutabakat ile bugün karbon emisyon azaltımının, tüm şirketler için stratejik bir hedefe dönüşmesi, firmaların üretim süreçlerine de ciddi farkındalık yarattı. Odamızın yayınladığı bilimsel ağırlıklı Yeşil Sanayi Rehberi kitabına olan ilgi de bunu gösteriyor” dedi.

 Azalt-Yeniden Kullan-Geri Dönüştür

Döngüsel ekonominin  önemine vurgu yapan Yorgancılar, “Atıkları minimize etmeyi, üretme ve tüketme şeklimizi değiştirmeyi amaçlayan bu sistem ile “Al-Yap-At’dan, Azalt-Yeniden Kullan-Geri Dönüştür’e” bir geçiş söz konusu. Burada da 2 konu öne çıkıyor. Endüstriyel simbiyoz ve Atıkların geri dönüştürülmesi” ifadelerini kulandı. 

İzmir Bölgesinde Endüstriyel Simbiyoz Projesi, Nisan 2021 tarihi itibari ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye ve İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) iş birliğinde yürütülmeye başlandığı bilgisini veren Yorgancılar, “Proje ile İzmir’e özgü bir endüstriyel simbiyoz modelinin hayata geçirilmesi planlanıyor. Odamızın da iş birliği içinde olduğu proje hedefleri arasında; “işletmelere endüstriyel simbiyoz, kaynak verimliliği ve dijital dönüşüm alanlarında hizmet verecek bir merkezi hayata geçirmek” amaçlanıyor. İzmir sanayisinin yeşil dönüşümüne yönelik olarak yaptığımız çalışmalar kapsamında da üyelerimize yol gösterici olacak İzmir Kaynak Verimliliği Merkezi’nin kurulması için çalışmalar yürütüyoruz” diye konuştu.  

Geri dönüşüm vurgusu

Başkan Yorgancılar, geriş dönüşümün de önemli konular arasında yer aldığının altını çizerken, geri dönüşüm noktasında dünyadaki başarılı ülkelerden örnekler verdi. Sektördeki geri dönüşüm yatırımlarının desteklenmesini önemsediklerini dile getiren Yorgancılar, “İzmir’de Atık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurulması yönündeki girişimlerimizi kararlılıkla sürdürüyoruz. 2021 yılında TOBB’da Sektör Meclisleri çatısı altında 62. Sektör Meclisi olarak “Atık ve Geri Dönüşüm Sanayi Meclisi’nin” kurulmuş olması da, sektörün sesinin daha güçlü duyulması açısından önemlidir. Atık malzemeleri geri dönüştürmek sadece çevre kirliliğini önlemiyor. Tekstilden kâğıda, plastikten alüminyum ve elektronik ürünlere kadar geniş bir ürün yelpazesinde tekrar kullanım mümkün oluyor. Kaynakların bu şekilde etkin kullanımı da ekonomiye pozitif bir katkı ve sürdürülebilirlik sağlıyor. Yeşil dönüşüm kapsamında da bu konuları çok önemsememiz gerekiyor ve verilen sınırlı olan desteklerin mutlaka artması gerekiyor” dedi.

Ülkemizde firmalarımızın faaliyetlerini borçla döndürme geleneğine sahip olduğunu vurgulayan Yorgancılar “Yani  özsermayelerinin güçlü olmadığı gerçeğiyle, finansmana erişim konusunda yaşanan sıkıntılar da üretimin sürdürülebilirliğini riske ediyor. Finansmana erişimin mutlaka kolaylaştırılması yönünde hızlı adımlar atılması gerekiyor” diye konuştu.